Pasinler Tarihi
Aşağı ve Yukarı Pasin Köylerinin kaza merkezi olan Erzurum’a bağlı Pasinler
ilçesinin tarihi M.Ö. 4000 li yıllara kadar dayanmaktadır. Urartular döneminde
önemli bir yerleşim yeri olan Pasinler, daha sonraki dönemlerde Kimmerler'in
egemenliğine girmiştir. İskitler'e bağlı Phassisler son derece verimli olan bu
bölgeye yerleşerek isimlerini vermişlerdir. Böylece Phasis'lerin memleketi
anlamına gelen "Pasin" sözcüğü ortaya çıkmıştır. Roma İmparatorluğunun
Anadolu’yu hakimiyeti altına alması ile beraber aşağı ve yukarı Pasin
coğrafyasında "Basean" adıyla kurulan kantonluğun başşehirliğini yapmış olan
Pasinler ilçesi; miladi 8. asırda Hazar Türkleri ile Araplar arasında
Kafkaslar'a hakim olmak için yapılan mücadelelere sahne olmuştur. 9.asırdan
itibaren Anadolu üzerine yapılan akınlar neticesinde bu bölge Oğuz Türkleri'nin
hakimiyetine ve ardı sıra Erzurum’a hakim olan Türkler'in eline geçmiştir.
Pasinler Savaşı; Büyük Selçuklu Devletini Azerbaycan Valisi Olan İbrahim
Yınal'ın Bizans’ın doğu sınırını geçerek Artze- Erzen ( Şimdi: Garaz)de Bizansı
büyük bir yenilgiye uğratması üzerine Bizans’ın ,Theodisipolis(Erzurum) Valisi;
Ermeni, Rum ve Gürcüler'den oluşan bir ittifak kurarak kaputru( Rumca Kapetru
denilen )'ya geldiler ( o Tarihte Hasan Kale'si yerinde Rumca'da Kaput-rud ,yani
gök-su denilen Kaputru bulunmaktaydı.) İbrahim Yınal komutasındaki Selçuklu
Ordusu, ittifak ordusuyla yaptığı bu savaşı kazanarak Doğu Anadolu ve
beraberinde Hasankale'yi de Türk denetimine almışlardır.
Anadolu üzerine yapılan akınlar ve Malazgirt Zaferinin kazanılması ile Hasan
Kale tamamen Türk denetimine girmiş Erzurum ve çevresinde olduğu gibi Hasan
Kale, Saltuklu Devleti'nin hakimiyetine girmiştir.1202 de Anadolu Selçuklu
Devletine bağlanan Hasan Kale, Anadolu Selçuklu Devletinin, Kösedağ Savaşını
kaybetmesi ile,ilhanlı Devletini hakimiyetine;İlhanlı Devletinin akbinde
Sutaylılar'ın egemenliğine girmiştir. Hasankale de bulunan ve Hasan Baba dağının
Güneyinde bir tepe üzerine kurulan Hasan Kalesi Sutaylı Hacı Togay oğlu Hasan
tarafından Kaputrut Kalesinin yerine inşa ettirmiş ve mezarının da kalenin
içerisine defnedilmesinden dolayı Hasan Kale ismini almıştır. Sutaylı
hakimiyetinden sonra Hasan Kale sırasıyla Karakoyunulu, Timur,Akkoyunlu Safevi,
son olarak ta Osmanlılar'ın hakimiyet kurduğu Doğu-Batı göç ve ticaret yolları
üzerinde olması nedeni ile stratejik bir önem arz etmiştir.
Hasankale Osmanlı İmparatorluğu döneminde tarihinin en parlak dönemini yaşadığı
gibi Anadolu’nun birçok yerinde olduğu gibi büyük acı ve çileler yaşamıştır
Osmanlı Devletini 1914’te I. Dünya Savaşına girmesi ile Rus Ordularının Doğu
Anadolu ya yaptığı saldırılarda savunma cephesi durumunda olmuş ayrıca Sarıkamış
ileri harekatında da Hasan Kale geri karakol görevi ve 3.Ordu hastanelerinin
bulunması itibari ilede önem arz etmektedir. Hasan Kale, 1877-1878 Osmanlı – Rus
savaşı sırasında istilaya uğramasına rağmen tarihini en acı sayfalarını
1914-1920 yılları arasında yaşamıştır. Osmanlı Devletinin Sarıkamış’ta ağır bir
yenilgi alarak geri çekilmesi sonucu Hasan Kale, Rus işgaline uğramış; Rus
ordusunda gönüllü olarak savaşan Ermeni çetecileri, Hasan Kale ve çevre
köylerinde adeta Osmanlı İmparatorluğunun kendilerine gösterdiği hoş görüye
rağmen katliam yapmaya başlamışlardır.
1915-1920 yılları arasında binlerce Hasan Kaleli sadece Türk oldukları için katl
edilmiştir En büyük katliamlar YastıkTepe( Ketvan) ,yeni köy,Tımar Eğilmez(Sülügü)
ve bu gün ilçe olan Köprüköy de yaşanmıştır. Birinci Dünya Savaşı sonunda Ermeni
işgalinden kurtuluşu 13 Mart 1918'dir. 54 yılında Horasan, 1991 yılında Köprüköy
Hasankale'den ayrılarak ilçe olmuşlardır.
Sosyal ve Kültürel Yapısı
PAPASİNLER (HASANKALE) FOLKLORU
Hasankale ve yöresi folkloru bakımından çok zengindir. Manileri, bilmeceleri,
atasözleri, duaları, bedduaları ve anonim halk edebiyatı ürünleri oldukça
fazladır. Bunlardan :
Maniler
Mani demeğe geldim Sabağın er ezeni Sür harmanı düz olsun
Kaymak yemeye geldim Sesle mektup yazani Dağlarda sür iz olsun
Meramım kaymak değil Ele gönlüm arzular Doksadokuz yarem var
Seni görmeğe geldim. Gurbet elde gezeni. Bir sen vur yüz olsun.
Bilmeceler
Ay yurtlar yurtlar Dağdan gelir dağ gibi Ay melemez melemez
Yusufu yiyen kurtlar Kolları budak gibi Tandır başına gelemez
Tırnağından su içer Eğilir su içmeğe O nasıl bir şeydirki
Tepesinden yumurtlar. (Buğday) Bağırır hodak gibi.(Kağnı Arabası) Gelse geri
dönemez. (Yağ)
Ninniler
Hu hu hu Allah Oh yayımi hazırlamam
Yavruma uyhu ve Allah Ben oğlimi azarlamam
Uyusun da büyüsün Hu hu hu bir Allah
Nenni yavrum nenni. Sen uyhular ver Allah.
Atasözleri
Ağır otur ki batman gelesen. Ağanın malı gider, hizmetkerin cani.
Ben ağa sen ağa inekleri kim sağa. Borcun yoksa kefil ol, vaktin çoksa şahit ol.
Can çıkar huy çıkmaz. Şah idi şahbaz oldi.
İnsana dayanma ölür ağaca dayanma gurur. Sorma kişinin aslını izzetinden
bellidir.
Dualar
Yattım Allah kaldır beni Yattım sağım, döndüm soluma
Nur içine daldır beni Sığındım Subhanıma
Can bedenden ayrılanda Cümle melekler şahit olsun
İman ile gönder beni. Dinime, İmanıma.
Beddualar
Ağzın kitlene. Bir soluhluh olasan.
Even şivan dola. İssi yata soyuh gahasan.
Sabağa suların ısına. Sufatan baba çıha.
Vurgunun yegin gele Yedigin içdiğin bennen ola
Hasankale Efsaneleri
Hasankale efsaneleri başlıca; Nazlı Baba, Hasan Dede, Çöğender Baba, Kara Şeyh
Efsaneleridir.
GELENEK VE GÖRENEKLER
DÜĞÜN ADETLERİ
Hasankale'de kız alıp vermeler çoğunlukla görücü usulüyle olur. Erkek tarafı
(oğlan evi) hısım, akraba eş dost salığiyle (tavsiyesiyle) önce kızı görmeye
giderler. Kız beğenilirse daha sonraki gidişte konuyu açarlar. Kız tarafının
niyeti olumlu olursa hemen reddetmez, " Vaktinizi ikileyin" diye cevap verirler.
Daha sonraki günlerde konu kadınlar arasında olgunlaştırılır. Bu arada gelin ve
damat adayları uzaktan da olsa birbirini görürler. Kızın babası ve yakınları da
kızı vermeyi uygun bulurlarsa oğlan evine haber verilir. Oğlan evinden damat
adayının babası ve birinci dereceden yakınları ile annesi ve birkaç yakını kız
evine kızı istemeye giderler. Bunun adı "ağız tatlılığı" dır. Ağız tatlılığına
giderken oğlan evi kesme şeker, çay, şerbet için toz şeker, nöbet şekeri, kahve,
sigara ve çerez götürür. Şerbet ezilirken kız evi " Şerbet ezilmiyor" diyerek
oğlan evinden bahşiş alır. Şerbetler tabaksız bardaklarla ikram edilir. Şerbet
içenler tepsiye atmak suretiyle şerbet dağıtana bahşiş verir. Daha sonra
içerisinde gelinin eşyaları ve hamam halısından olşuan "hamam takımı"
gönderilir. Hamam takımına oğlan evinin gücüne göre diğer aile fertleri içinde
hediyeler konulur. Buna karşılık kız evi de oğlan evine şeker başı gönderir.
Sonraki günlerde önce oğlan evi sonra kız evi birbirlerini davet ederler. Buna
da " dünür daveti" denir. Müteakiben sıra "Gelin ayağını açmaya" gelir. Ayak
açmadan önce kız, evinden dışarı çıkmaz. Eğer mevsim sonbahar veya kış ise gelin
ayağı çermiklere götürülerek açılır. Şayet mevsim uygunsa bahçeler, gözeler,
Deliçermik gibi mesire yerlerine pikniğe gitmek suretiyle gelin ayağı açılır.
Sıra nişana gelmiştir. Gününden önce oğlan evi kız evine çerez gönderir. Kız evi
de pasta yapar. Yüzükler nişanda takılır. Nişan da geçtikden sonra sıra düğüne
gelir. Düğün günü ve yeri dünürlerce kararlaştırılır. Kız evi bu sırada
hazırlıklarını tamamlar. Oğlan evi de misafir odası için aldığı koltuk takımını
ve halıyı kız evine gönderir. Yatak odası dizmek kız evinin hakkıdır. Düğün
gününden yaklaşık bir hafta önce kız tarafı, çeyizi evinde sergiler. Çeyiz düğün
gününden bir kaç gün önceye kadar serili kalır. Bu arada damat çeyizi görmeyi
ihmal etmez. Çeyizin toplanacağı gün oğlan evinden gelen ve içinde mahallenin
imamıyla muhtarın da bulunduğu heyet tarafından çeyiz yazılıp imza edilir.
Taraflarda birer suret bulunur. Çeyizi yazanlara da küçük hediyeler verilir.
Sandık çıkarırken ekseri kızın en küçük erkek kardeşi ya da yakını sandığın
üzerine oturur. Oğlan evinin verdiği oldukça yüklü bir bahşişten sonra en küçük
erkek kardeş sandıkdan kalkar. Düğünden bir gün önce "gelin hamamı" ve "kına
gecesi" yapılır.r>
Kına Gecesi : Kına
gecesi düğünden bir gün önce yapılır. Kız evinde yapılan bu gecede çeşitli
oyunlar oynanır, eğlenilir.
Kısır Gecesi : Kız
evinde kına gecesi yapıldığı sırada, oğlan evinde de kısır gecesi yapılır. Bu
gece de damat ile onun etrafında toplanan gençler arasında düzenlenir.
Gelin Çıkarma : Gelin
çıkarma ekseri pazar günlerine denk getirilir. Kısır gecesine katılanlar ertesi
gün, özel veya kiraladıkları arabayla, genellikle sağdıcın evi önünde
toplanırlar. Hazırlanan gelin arabasına damadın en yakın büyüğü ile birlikte
sağdıç ve hanımı biner.
Yoklama : Düğünden
bir hafta kadar sonra kız tarafı, kete v.s. ile birlikte kızlarının gündelik
elbiselerini, oklavasını gönderir. Buna yoklama adı verilir.
Ayak Dönme : Evlilik
gerçekleştikten bir müddet sonra damat gelinle birlikte kız tarafını görmeye
gider.
Beşik Takımı : Kızlarının
hamile olduğunu öğrenen annesi, büyük bir heyecan ve sevinçle aileye yeni
katılacak üye için beşik takımı hazırlar.
Diş Hediği : İlk
dişini çıkaran çocuk için yapılan törendir. Törende yenilen hedik, gendime adı
verilen, yıkanarak kabuğu soyulmuş buğdaydan yapılır.
Sünnet Düğünü : Bir
ibadet heyecanıyla yapılan sünnetlere Hasankale'de oldukça önem verilir. Sünnet
erkek çocuğun hayatındaki üç önemli evreden ilkidir.
HASANKALE'DE PİŞİRİLEN YEMEKLER
Hasankale'de pişirilen başlıca yemekler şunlardır: Keşgek, gıliko, haşıl, şile,
bulgur çorbası, herle, kesme çorbası, hıngel, tatar böreği, erişte pilavı,
yumurta pilavı, kuymak, şalgam çırtması, çeç pancarı, şalgam dolması, lor
dolması, cılbıra, dut çullaması, hasıta, çiriş, çaşır, kadayıf dolmasıdır.
@otobusucakbilet kullanıcısından Tweetler |
|