Yapılan çalışmalar ve araştırmalar Şenkaya ve çevresinin çok eski tarihlerden itibaren iskan olunduğu, farklı devlet ve uygarlığın hakimiyet sahası içerisinde yer aldığı ya da bunlara ait çeşitli hareketliliklerden etkilendiğini ortaya koymaktadır. Bölgemizde bulunan çeşitli tarihi eserler ve ele geçirilen arkeolojik bulgular bu etkileri göstermesi bakımından önem taşımaktadır.
Ne var ki, bölge ile ilgili gerçekçi bir araştırmanın yapılmamış olması, burada bulunan çok önemli tarihi eserlerin kaderine terkedilmiş olması, hatta bir çok yerde hakkında doğru dürüst bir bilginin yer almaması bizler için utanç verici bir tablo olduğu kadar, bölgeye yönelik ilgisizliğinde bir belgesi niteliğindedir.
İlk dönemlerde Urartular’ın etki sahası içerisinde kalan ilçemiz daha sonraları Sakalar’ın bir kolu olan Taolar’ın yurdu olmuş, V. Yy da Kartli istilası ile Gürcistan sülalelerinin eline geçmiştir. Daha sonraki dönemlerde sırasıyla Kimmerler, Medler, Selefküsler, Arsaklı hakimiyeti altında kalacak ve Dayk Eyaleti sınırları içerisinde yer alacaktır. Roma, Sasani, Gürcü-Bizans çatışmalarında ise sık sık el değiştiren yerleşim alanlarında biri olacaktır ki zaman zaman elde edilen arkeolojik bulgular bu bilgileri doğrular niteliktedir.
Şenkaya ve çevresi Hz Osman döneminde Habib Bin Mesleme komutasında ki İslam ordularının Erzurum’a ulaşmasıyla İslam devleti ile tanışır. 1015 li yıllardan sonra 1071 e kadar doğudan gelen Türk akınlarına sahne olan Doğu Anadolu ve Erzurum gibi ilçemiz ve çevresi de bu hareketlilikten etkilenecektir. Selçuklu hakimiyetine girecek olan Şenkaya zamanla Saltuklular, Erzurum Selçukluları, kısa bir süre İlhanlılar, Timur, Karakoyunlu ve Akkoyunlu devletleri, Şah İsmail ve Kıpçaklı Atabekler idaresi altında kalmıştır.
Şenkaya’nın Osmanlı hakimiyetine geçişi, günümüzde hemen her kaynakta yazıldığı ve birbirinin tekrarı bir yanlış şeklinde devam eden bilgilerde yer aldığı gibi Yavuz Sultan Selim döneminde değil, 1536-37 yıllarında Kanuni Sultan Süleyman döneminde olacaktır. Bu tarihten sonra Bardız merkez olmak üzere bir sancak ihtiva edilecek ve Erzurum Beylerbeyliği’ne bağlanacaktır.tır.
Osmanlı Devleti döneminde tarihi süreçte farklı sancak ve eyaletler içerisinde yer alacak hatta bir ara İran ile yapılan bir sınır tahsisinde önemli bir kısmı İran hududunda kalacak olan Şenkaya, halk arsında 93 Harbi olarak da bilinen 1877-78 Osmanlı Rus Harbi sonrasında Evliye-i Selase içerisine alınarak savaş tazminatı olarak Ruslar’a bırakılacaktır. Her biri birbirinden zor geçen ve Rusların Oblast dedikleri idare içerisinde yaşanan esaret dolu kırk yıl boyunca çok sayıda insan bölgeden Anadolu içlerine göç edecektir.
1800 lü yılların sonuna doğru sömürgeci batı tezgahında hazırlanan ve servise sunulan azınlık hareketleri ve isyanları Osmanlı İmparatorluğu’nda etkisini gösterecek ve bu hareketliliklerden Şenkaya ve çevresi de nasibini alacaktır. Osmanlı Devleti’nin kaçınılmaz bir son olarak girdiği I. Dünya Savaşı içerisinde açılan Kafkas Cephesi ve Sarıkamış Harekatı esnasında Şenkaya ve köyleri, askeri harekat ve savaş alanı olacak, tarihin ender gördüğü bir drama bizzat şahitlik edecek, bu savaşta kaybettiğimiz binlerce vatan evladının da ebedi istirahatgahı olacaktır. Yaşanan Sarıkamış felaketi ve ardından gelen Rus işgali ve ilerleyişinden sonra Şenkaya ve köyleri batı devletleri ve Rusya’nın ayaklandırdığı ermeni çetelerinin gerçekleştirdiği katliamlara sahne olacaktır. Genç-yaşlı, kadın -erkek, çoluk- çocuk çok sayıda vatandaşını şehit verecektir. Nüsünk, Göreşken, Zakim, Çermik, Bardız,Nazırvans, Ersinek,Penek,Gosor, Zadgerek,Mışıh, Eznos, Pertuvan,iğdeli, Zuvart, Barik, Eğitkom, Vağaver, Vartanut,Kürkçü,Posik, Kerkilik, Hekesor,Baklaya…vs diğer köylerimizde çok sayıda insan ya Ermeniler tarafında katledilecek ya da Ruslar tarafından sürgüne gönderilecektir. Bu şekilde sadece Bardız’dan 193 kişi Sibirya içlerine sürgüne gönderilecektir. Yaşananlar ile ilgili Başbakanlık Osmanlı Arşiv kayıtları elimizde olup bu bilgileri daha tafsilatlı bir şekilde doğrular niteliktedir.
Bölgede yaşananlar, yöre halkının bağımsızlık yolunda teşkilatlanmalara sevk edecektir. 1917 yılının sonuna doğru Bakü İslam Cemiyeti Hayriyesi’nin bir şubesi olarak Oltu İslam Komitesi kurulacaktır. Kurucuları içerisinde Başta Hüseyin KÖYCÜ olmak üzere Molla Bilal’inde bulunduğu cemiyet bölgede önemli çalışmalar yürütecektir. Hüseyin Köycü ve Molla Bilal’in liderliğini yürüttükleri ve içerisinde bir kısmının ismini bildiğimiz Şenkaya,Bardız, Zakim, Ersinek…vs diğer bir çok köyden ileri gelenlerin oluşturduğu milis kuvvetleri ile bölge halkının ermeni katliamlarına karşı korunması adına olağanüstü gayret gösterilmiş katliam ve faciaların daha büyük olması engellenmiştir.
Ruslar’ın imzaladıkları antlaşma gereği çekilmeye başlamasıyla oluşan boşluktan istifade eden Ermenilerin oluşturdukları teşkilatlar ile Müslüman Türk halkına karşı başlattıkları kıyım ve terör artık dayanılmaz hale gelmeye başlamıştı.
@otobusucakbilet kullanıcısından Tweetler |
|