Diyarbakır
tarihinin, önceleri M.Ö.3000 yılına kadar uzandığı bilinirken, son
zamanlarda Çayönü kazıları ile yapılan araştırmalar sonucunda
uygarlık geçmişinin M.Ö.7500 yıllarına kadar uzandığı
belirlenmiştir. Diyarbakır ve çevresinde Hurriler, Mitanniler,
Hititler, Asurlar, Medler, Persler, Büyük İskender, Romalılar,
Bizanslılar, Araplar, Selçuklular ve Osmanlılar hüküm sürmüştür
Diyarbakır
ismi, yakın zamanlara kadar Diyarbakır merkezinin de içinde
bulunduğu geniş bir bölgenin adı olmuştur. Bu bölge, bugünkü
Diyarbakır merkezinden başka Erbil, Erzen, Cizre, Hani, Silvan,
Harran, Hasankeyf, Habur, Ceylanpınar, Rakka, Urfa, Siirt, Sincar,
İmadiye, Mardin, Muş ve Nusaybin gibi pek çok yerleşim birimini
kapsamaktadır. Kentin bilinen ilk adı Asur kaynaklarında “Amidi”
olarak geçer. Daha sonraki Roma ve Bizans dönemlerinde “Amid”,
“O’mid”, “Emid” ve “Amide”; Araplar ve Türklerin bölgeye gelmesinden
sonra da “Kara Amid” olarak adlandırılan kent, Arap egemenliği
döneminde yöreye yerleşen Bekr kabilesinin adından türeterek
“Diyar-ı Bekr” olarak da anılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti bu adı, 10
Aralık 1937 tarihinde, 7789 sayılı yasa ile “Diyarbakır” olarak
kesinleştirmiştir.
Bugünkü kenti çevreleyen
surların yapımına Milattan önce 3 binli yıllarda başlanmış olsa da,
ağırlıklı olarak Romalılar döneminde inşa
edilmiştir. M.Ö 69’da kenti ele geçiren Romalılar, her yönden süren
saldırılar karşısında Diyarbakır’ı bir “askeri garnizon” olarak
yeniden düzenlemişlerdir. Costantinos 349 tarihinden başlayarak
Amida’nın etrafını yeniden surlarla çevirmiştir. Surlar, Nisibis
(Nusaybin) halkının Diyarbakır’a iltica etmesinden sonra 367-375
tarihleri arasında genişletilerek bugünkü konumuna getirilmiştir.
Diyarbakır surları bu
anlamda “tarihin taşlarla yazıldığı bir kent”i simgeler.
Diyarbakır’la buluşan her toplumun, Diyarbakır’da yaşayan her
inancın bu surlarda izlerini görmek mümkündür.
Diyarbakır’la birlikte
tarih sahnesine çıkmış batısındaki Efes, Fasilis, Truva ile
güneyindeki Ninova ve Babil şehirleri bugün yaşamayan şehirlerdir.
Diyarbakır ise içindeki insanları ve eski kadim yapılarıyla yaşayan
bir şehirdir.
Diyarbakır’ı bir
zaman çizelgesine çevirmektedir. Yaparak ya da yıkarak bu kente
egemen olan her toplum, bugün kendine ait kültürel izlerle
anılmaktadır. Bu resmi geçidin içinde;
Hitit
ve Hurri-Mittani ( M.Ö. 3000 -M.Ö. 1260 )yılına kadar Asurlular,
Aramiler, Urartular, İskitler, Medler, Persler, Makedonyalılar,
Selevkoslar, Partlar, Ermeniler, Romalılar, Sasaniler, Bizanslılar,
Emeviler, Abbasiler, Şeyhoğulları(869-899) Hamdaniler,
Mervaniler(990-1096) Selçuklular, İnaloğulları, Nisanoğulları,
Artuklular, Eyyübiler, Moğollar, Akkoyunlular(1401) Safeviler ve
Osmanlılar Diyarbakır'a egemen olmuşlardır.