İlçenin yüzölçümü 334 km2 olup,bu alanın % 20 si tarım alanı, %60 ı orman ve fundalık alan, %10 u çayır ve mera alanı, %10′u tarım dışı alandır. Taraklı, Marmara Bölgesinin Doğusunda Sakarya İli sınırları içindedir. Başkent Ankara’ya 270 Km.dir. Başkentin Kuzey Batı kısmında yer almaktadır. Taraklı İlçesi ormanlık bir arazi yapısına sahip olup dar bir vadide kurulmuştur. Etrafı yüksek dağ ve tepelerle çevrilidir. Deniz seviyesinden yüksekliği 485 metredir. İlçenin doğusunda Bolu İli Göynük İlçesi, batısında Geyve İlçesi, güneyinde Bilecik İli Gölpazarı İlçesi ve kuzeyinde Akyazı İlçeleri bulunmaktadır. İlçe Marmara bölgesinde olmasına rağmen Karadeniz iklimine sahiptir.
Taraklı İlçesi ve çevresinde bir yılda dört mevsim yaşanır. Genelde kış mevsimi Kasım ayında başlar ve Nisan-Mayıs ayına kadar devam eder. Kar erken yağar ve erken kalkar. Yazlar, kurak ve geceleri soğuktur. Kış mevsiminde ise kar az yağar fakat ayaz ve don olur. İlkbahar donları genelde meyve bahçelerine zarar verir. Doğal bitki örtüsünü ormanlar oluşturmaktadır. Dağların ve ormanların etekleri fundalıklarla kaplıdır.
İlçemiz Marmara bölgesinde yer almasına rağmen ilçenin genelinde karasal iklim özellikleri görülmektedir. Taraklı İlçesi ve çevresinde bir yılda dört mevsim yaşanır. Genelde kış mevsimi Kasım ayında başlar ve Nisan-Mayıs ayına kadar devam eder. Kar erken yağar ve erken kalkar. Yazlar, kurak ve geceleri soğuktur. Kış mevsiminde ise kar az yağar fakat ayaz ve don olur. İlkbahar donları genelde meyve bahçelerine zarar verir. Doğal bitki örtüsünü ormanlar oluşturmaktadır. Dağların ve ormanların etekleri fundalıklarla kaplıdır.
Eski adı “Dablar” olan Taraklı’nın Hellenestik dönemde “Bytinia” adını alan bölge içinde olduğu bilinmektedir. Hisartepe’de bulunan iki sarnıç M.Ö. l. bin ile M.Ö. 2000 arasını tarihlemektedir. Osmanlı Devletinin kuruluşundan önce, Ertuğrul Gazi zamanında, Osman Bey’in Komutanı Samsa Çavuş Sakarya Vadisindeki Sorkun, Yenice Tarakçı (Taraklı) ve Göynük taraflarına akın düzenlemiş, Hırıstiyan ahalinin yaşadığı bu toprakları Bizanslılardan alarak Osmanlı Beyliğinin topraklarına katmıştır.
Taraklı’nın Osmanlı topraklarına katılışı ile ilgili olarak yapılan inceleme ve araştırmalarda fethin tarihi olarak 1289 ile 1293 yılları arasında ihtilaf olmakla birlikte, Taraklı’nın Osmanlı Beyliği topraklarına katılışı Beyliğin Anadolu Selçuklu Devletine yarı bağımlı olduğu yıllara rastlar. Ayrıca Taraklı’nın fethinde Samsa Çavuşla beraber kesin işbirliği içinde olan Harman-Kaya Beyi Köse Mihal’inde etkisi olmuştur.
Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferine çıkarken Taraklı’da konaklayarak Veziri Yunus paşaya yaptırdığı ve şu anda kendi adıyla anılan Yunuspaşa camii diğer adıyla kubbelerindeki kurşunlarla ünlenen Kurşunlu camii 1517 yılında tamamlanmıştır. Evliya Çelebi Seyahatnamesinde bahsedildiği üzere İlçede halkın şimşir kaşık ve tarak yapması nedeniyle adının Yenice Tarakçı olarak anıldığı belirtilmektedir. Bu isim zamanla halk dilinde Taraklı olarak değişmiştir. Taraklı genç nüfusun azlığı sebebiyle ekonomik açıdan çok fazla çeşitliliğe sahip değildir. Geçim kaynaklarının başında tarım ve hayvancılık gelmektedir. En göze çarpan ürünleri; sebzelerden enginar,salatalık ve domates meyvelerden çilek, kiraz ve vişnedir. İlçede iki adet mandıra vardır. Bunun yanı sıra Halk Eğitim Merkezi aracılığıyla tekrar yaygınlaştırılan Taraklı Bezi hanımların gelir elde etmesinde rol almaktadır. Taraklı bezleri ve tahta kaşık, şimşir tarak gibi geleneksel el sanatları ürünleri Yunus Paşa Çarşısı civarındaki dükkânlarda satışa sunulmaktadır. Hafta sonları gelen turistik gezi amaçlı gruplar ve fotoğraf turları gibi sosyal faaliyetler de Taraklı ekonomisine katkıda bulunmaktadır.
Sakarya’nın eski Osmanlı evleriyle ünlü tarihi Taraklı ilçesi kültür turizmin gözdesi oldu. 5 yıl önce yolu bile bilinmeyen Taraklı’daki tarihi eserlerin onarılması ve yoğun tanıtım çalışması, ilçenin kaderini değiştirdi. 100′ü aşkın tescil edilmiş ev ve konaklar ile Mimar Sinan tarafından yaptırılan 493 yıllık Yunus Paşa Camisi Taraklı’ya gelenleri kendisine hayran bırakıyor. “Tarihi eserlerde yapılan onarım çalışmaları ve tanıtım çabalarıda İlçenin son yıllarda kültür turizminin gözdesi haline getirerek turlara dahil edilmiştir.
Bir zamanlar yolu bilinmeyen Taraklı artık önemli bir kültür turizm merkezi gelmiş “İlçede tarihi yapılarla ilgili büyük bir restorasyon çalışmalarına başlanılmış Tarihi çarşıda bulunan 64 dükkanın 55′i onarılarak evlerin yüzde 20′si bakım tadilatı yapılması Taraklı’nın çehresini değiştirmiştir. Sakarya’nın en uzak ve dağlık bölgesinde bulunan ilçemize Sakarya, diğer ilçelerden, hem de yurtdışından en çok gelinen, ziyaret edilen ilçelerin arasında girmiştir.
Taraklı’nın bozulmamış tarihi dokusunu muhafaza etmesi sebebiyle büyük ilgi görmekte olup, Osmanlı ahşap mimarisinin en güzel örneklerini barındırmaktadır. “İlçedeki tarihi dokuya ilgi her geçen gün artmakta olu, Taraklı’yı bir kere gelip gören bir daha gelmek istiyor. Çünkü huzur veren tarihi yapısı insanları buraya çekiyor. Türkiye’ye gelen yabancı turistler de Taraklı’ya uğruyor. Kültür turizminin ölü kabul edildiği yaz aylarında bile Taraklı büyük ilgi görmekrtedir.
Özel beyaz keşkeklik buğdaydan yapılır.
Tarifi:
Buğday akşamdan ıslatılır. Böylece kabarma sağlanır. Akşamdan ıslanan buğday sabahleyin bir kazana konur. Bir miktarda yağ-soğan yapılır ve birlikte kaynamaya bırakılır.
3-4 saat kaynatılan buğdayın içine, haşlanmış tavuk ve koyun veya büyükbaş hayvanın boynundan alınmış et ince ince didilerek katılır. Büyük bir kepçeyle 1-2 saat sakız haline gelinceye kadar dövülür. Böylece lezzetli bir yemek elde edilmiş olur.
Keşkeğin üzerine kızartılmış tereyağı ve karabiber eklenerek servise sunulur.
Keşkek Taraklıda özellikle sünnet ve düğün cemiyetlerinde yapılır. Birde çok özel misafirlere yapılır.
Uhut
Hammaddesi buğday olan, hiçbir tatlandırıcı kullanılmadan yapılan, tadını ve lezzetini kendi kıvamından alan Taraklı’ya özgü bir tatlı çeşididir. Yapılması uzun sürdüğü ve yorucu olduğu için özel günlerde yapılır.
Tarifi:
Alt tarafı birçok yerinden delinmiş teneke bir kaba yarısına kadar buğday doldurulur. Islatılarak güneş ışığı almayan bir yere bırakılır. 2-3 günde bir karıştırılır. Buğdayın nemi azaldıkça su ilave edilir. Buğday çimlenmeye başladıkça kabın içinde genişlemeye başlar. Topaklanan ve nemlenen buğday beyaz rengini alır.Topaklanan buğday el ile ufalanarak bir beze serilir. Tekrar teneke kabın içine konularak su ilave edilir. 15-20 gün geçtikten sonra çimlenen buğday, bir ağaç tokmak ile taş dibekte dövülerek suyu çıkarılır. Çimlenmiş buğdaydan elde edilen bu suyun içerisine bir miktar su ilave edilerek küçük bir kazanda kaynatılmaya başlanır. Rengi tam kahverengi olup kıvamında tahinli pekmez halini alınca kaynatma işine son verilerek uhut ateşten alınır ve soğumaya bırakılır.Hiçbir şekilde şeker kullanılmadan elde edilen uhut, kendine hasa tadıyla sofralarda yerini alır.
Yaprak Dolması
Bulgur pilavının üzüm asmasının yapraklarıyla sarılarak yapılan bir yemektir.
Tarifi:
Taze üzüm asmasının yaprakları haşlanır.Pilavlık bulgurdan içlik hazırlanır. Hazırlanan bulgur asma yapraklarına kalem inceliğinde 7-8cm. boyunda sarılarak toprak çömleğe sırayla konulur.Zeytinyağı dökülerek pişirilir.
Sade veya üzerine yoğurt dökülerek de yenilebilir.
Özellikle dini bayramların ve düğünlerin vazgeçilmez bir yemeğidir.
2 su bardağı nohut, 250 gram kuşbaşı koyun eti
2 adet soğan, 2 adet domates
2 kaşık sade yağ, tuz, biber
Etli Nohut Tarifi
Nohutun taşları ayıklanır, yıkanır, bol ılık ve tuzlu suda akşamdan ıslatılır, sabahleyin iyice yıkayıp 15-20 dakika haşlanır. Suyu süzülür, soğuk sudan geçirilir, biraz soğuyunca kabukları soyulur. Pişirilecek tencerede yağ eritilir, rendelenmiş soğan sarartılır, yıkanmış, süzülmüş et tencereye konur, rengi dönünceye kadar karıştırılarak kavrulur. Rendelenmiş domates ya da sulandırılmış salça eklenir, 1-2 dakika karıştırılır. Kabukları soyulmuş nohut da tencereye konur, tuzu, suyu eklenerek iyice pişirilir. İstenirse içine bir iki tane yeşil ya da kırmızı biber atılabilir.
Taraklı’nın özgün tatlarında birisidir.
Tarifi:
Yarım kg. çöğen kökü, 10kg suyun içine katılarak kaynatılır. Su miktarı yarıya inince 2 adet yumurtanın beyazı katılarak çırpılır. 5kg. Toz şeker, 5kg glikoz ve 2-3 litre su ilave edilerek 100 derecenin üzerindeki bir ısıyla kaynatılır. Karışım koyulaşmaya başlayınca kaynatılmaya son verilir. Soğuyunca tatlı servise hazır hale gelir.
Köpük helvasının üzerine bir miktar sıvı tahin katılarak yenirse daha lezzetli olur
Yusufbey mahallesinde bulunan yaklaşık beş asırlık çınar ağacı kültür Bakanlığınca doğal anıt olarak tescillenmiştir.
Yavuz Sultan Selim’in Veziri Yunuspaşa tarafından Mısır seferine giderken yaptırılan Yunuspaşa camii Sakarya İlindeki en eski tarihi eser olarak yaklaşık beş yıl önce Vakıflar Genel Müdürlüğünce onarımdan geçirilmiştir. Caminin doğusunda yer alan hamamında camii ile birlikte yapıldığı sanılmaktadır.
İlçe merkezinde Yunus Paşa Cami’ne yakın bir yerdedir. Hamamın ilk yapıldığı yıllarda, hamamdan çıkan buhar, yakınındaki Yunus Paşa Camii’ni merkezi sistemle alttan ısıtılmasında kullanılmıştır.
Taraklı’ya bağlı Hacıyakup Paşalar köyündeki Bizans döneminden kalma kil hamamı kaplıcaları hastalıklarına şifa arayanlar tarafından tercih edilmektedir.
Konumu: Sakarya İli Taraklı İlçesi Hacıyakup Köy sınırları içinde yer alan kaplıca alanı Taraklı-Geyve Karayolu üzerinde bulunmaktadır.
Ulaşım Olanakları: Kaplıca alanı Sakarya İl merkezine 60 km., Taraklı İlçe merkezine 7 km., İstanbul’a 185 km. uzaklıktadır. Havayolu ulaşımı İstanbul Atatürk ve Sabiha Gökçen Havaalanları, demiryolu ulaşımı ise 35 km. uzaklıktaki Sakarya İli Alifuatpaşa İlçesindeki demiryolu ile sağlanmaktadır.
Yükseklik: Denizden yüksekliği 560 m. dir.
İklim Özellikleri: İklim açısından geçiş bölgesi olarak değerlendirilen yöre Akdeniz ve Karadeniz (Marmara) iklim özelliği göstermektedir. Yazları sıcak ve yağışlı, kışları ise ılık ve yağışlı geçmektedir.
Tedavi (Endikasyon) Özellikleri: Sağlık Bakanlığı’nca belirlenmiş tedavi özellikleri;hekim kontrolünde banyo uygulamaları şeklinde kronik dönemlerinde; kas iskelet hastalıklarının tedavisinde yardımcı ve tamamlayıcı tedavi unsuru olarak, ortopedik operasyonlar sonrası gibi uzun süreli hareketsiz kalma durumlarında mobilizasyon çalışmalarında, cerebral palsy gibi hastalıkların tedavisinde rehabilitasyon amacıyla, nörovejetatif distoni gibi genel stres bozukluklarında ve spor yaralanmalarında tamamlayıcı tedavi unsuru olarak kullanılabilir niteliktedir.
Termal Su Özellikleri
Kimyasal Özellikler: Akratotermal sular sınıfındadır. Kalsiyum 116-Sülfat 30-Sodyum 25-Hidrokarbonat 580-Magnezyum 5.2-Klorür 11-Potasyum 1.3-Nitrat 1-Alüminyum 1.2-Serbest Karb. 10-Demir 0.41 Radyoaktivitesi: 13-25, Toplam Mineralizasyon: 853.36 mg/lt, Sıcaklık: 41 ºC
Karagöl Yaylası Taraklı’nın 21 km kuzeydoğusunda Samanlı Dağları’nın uzantısı olan dağlar üzerinde yer alıp deniz seviyesinden yüksekliği 1200 metre dir. Etrafı tamamen çam, kayın, köknar ve meşe ağaçları ile kaplı olan Karagöl Yaylası, 567 hektar genişliğindeki alanıyla, bol oksijenli havası ve soğuk içme sularıyla doğal bir tedavi merkezidir.
İlkbaharda karların erimesiyle sularla kaplanan yayla, nisan ayının ikinci yarısında, sular tamamen çekildikten sonra doğa harikası bir görünüme bürünmektedir. Yaylada her hafta cuma günleri pazar kurulur ve o gün akşama kadar çeşitli şenlikler yapılır. Tamamen ahşaptan yapılmış yayla evleri ilgi çekmektedir. Her yıl yurt içinden binlerce insanımız burada kamp kurup konaklamaktadır.
UZUNLUĞU: 8 km
ZORLUK DERECESİ: 1
ÖZELLİKLERİ: Yürüyüşümüzün başlangıç noktası olan Karagöl yaylasında (1200 r.k.) çam, kayın, meşe ve köknar ağaçları bol miktarda bulunmaktadır. Bol oksijenli havası ve nefis soğuk içme sularıyla her yıl binlerce doğasevenin kamp kurup konakladığı mükemmel bir yayladır. Yaylanın üstünde bulunan kanallar ilkbaharda karların erimesiyle suyla dolmaktadır. Yaylada bulunan evlerin büyük bir bölümü ahşaptan yapılmıştır.
İMKÂNLARI: Yayladaki ahşaptan yapılmış evlerin bazıları, yaz aylarında gelen ziyaretçilere pansiyon olarak kiralanmaktadır.
TAVSİYELER: Yayla üzerinde bir çok küçük yürüyüş rotaları vardır. Yürüyüşe yeni başlayanlar için idealdir. Yaylada her Cuma günü Pazar kurulur. Pazarda alışveriş sırasında mutlaka yüzyıllardan beri sürdürülen ve geleneksel bir el sanatı olan kaşık ustalarının ellerinden çıkmış, şimşir ve kayın ağaçlarından yapılmış kaşıklardan alın. 200′e yakın usta çeyiz sandığından, telefonluğa, resim çerçevesinden, tepsiye, rahleden, ekmek sepetine kadar birçok ürün yapmaktadırlar. Fotoğraf severleri güzel kareler bekliyor. Büyük bir yayla olmasıyla kış aylarında çok kar olacağında tozluk ve hedik kullanılmasını tavsiye ederiz.
Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı ile Gençlik ve Spor Müdürlüğü tarafından ortaklaşa düzenlenen doğa yürüyüşleri Taraklı Karagöl Yaylası’nda yapıldı. Ayrıca 2009 Yılında Karagöl Mahtumlar Yaylasında yapılan suni karagöl gölü de yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmektedir. Karagöl yaylasındaki göl piknik yapmak ve kamp kurmak isteyenleri ideal bir manzara ile karşılamaktadır.
Mağara Turizmi Hark Kanyonu ve Magarası
Taraklı, doğa turizmi açısından, eşine az rastlanır yörelerden biridir. Yüz ölçümünün % 60’ı ormanlarla kaplı olan ilçe, coğrafî yapısıyla, bitki örtüsüyle, tabiat hârikası mesire yerleri olan, Tuzla köyünden başlayan Hark kanyonu ve Magarası, Karagöl Yaylası, Güngörmez Şelalesi, Kemer Köprüsü, Acısu, Hıdırlık Tepesi, Gürleyik Suyu, Belengermesi, Hamza Pınarı, Çile Pınarı, Ak Çeşme ve Çoban Çeşmesi’yle görülmeye değer gerçekten şirin bir Anadolu parçasıdır.
Yamaç Paraşütü Turizmi Karagöl Yaylası, Taraklı’ya 20 km uzaklıkta. Çanak şeklindeki yayla, karlar eriyince su ile zümrüt yeşilliğin evliliğine tanık olur Arka fonda çam, meşe, kayın, köknar, şimşir, ardıç ağaçları var. Karagöl sadece “yeşilsever”lerin dünyası da değil. Özellikle son yıllarda yamaç paraşütü, kanyoning, yürüyüş ve kamp meraklıları da buraya rağbet ediyor.
Yamaç Paraşütü
Mevkii: Taraklı Karagöl Yaylası
Parkur: Karagöl yayla bölgesinde yükseklik yaklaşık 1100 mt.
Özellikleri: Pist doğal çim, aynı anda 10 paraşüt serilebiliyor. Bu bölgede hakim rüzgar kuzey-kuzeybatı yönlerinde esiyor.
Ulaşım: Geyve Taraklı yolu üzeri İstanbul’dan 205 km, Beypazarı-Nalhıhan-Göynük Eski İpek Yolu Üzeri Ankara’dan 235 km mesafede. 1,5- 2 saatlik bir yolculukla bölgeye ulaşılıyor.
Ekipman: Yamaç paraşütü, Harnes (kuşam tertibatı), yedek paraşüt (Emercensi paraşüt), uçuş kaskı, uçuş tulumu veya eşofman takımı, özel üretim vibram tabanlı (şok emici) yüksek boğazlı özelliği olan bot, telsiz.
Zorluk Derecesi: Başlangıç, orta ve ileri
@otobusucakbilet kullanıcısından Tweetler |
|